Chargebeck süresinde paranın bankaya iadesi

Chargebeck süresinde paranın bankaya iadesi

ÖZET  : Davacı, davalı banka ile imzaladığı sözleşme kapsamında POS cihazı teslim aldığını, bu cihaz aracılığıyla yapılan satış bedelinin alacak olarak kaydedildikten sonra işlemin usulsüzlüğü iddiasıyla ödeme yapılmadığını ileri sürerek, paranın tahsilini talep etmiştir. Chargebeck süresi içinde paranın yabancı bankaya iade edilmemesi davalı bankanın sebepsiz zenginleşmesine sebep olacaktır. Chargebeck süresinin ne olduğu ve paranın iade edilip edilmediği üzerinde durularak karar verilmelidir. 

İçtihadın tam metni; 

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

2009/14271

2011/6806

6.6.2011

  • POS CİHAZI ARACILIĞIYLA YAPILAN SATIŞ BEDELİ ( Alacak Olarak Kaydedildikten Sonra Bankanın Ödeme Yapmadığı İddiası İle Paranın Tahsili Talebi – Chargebeck Süresinin Ne Olduğu ve Paranın İade Edilip Edilmediğinin Üzerinde Durularak Karar Verileceği )
  • CHARGEBACK SÜRESİ İÇİNDE İADE ( Pos Cihazı Aracılığıyla Yapılan Satış Bedelinin Tahsili Talebi – Chargebeck Süresinin Ne Olduğu ve Paranın İade Edilip Edilmediğinin Üzerinde Durulacağı )
  • YABANCI BANKAYA PARANIN İADESİ ( Pos Cihazı Aracılığıyla Yapılan Satış Bedelinin Tahsili Talebi – Süresi İçinde Yabancı Bankaya İade Edilmemesi Durumunda Davalı Bankanın Sebepsiz Zenginleşmesine Neden Olacağı )

5464/m.1721

818/m.61

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22.1.2009 tarih ve 2006/147-2009/4 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Erhan Köse tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, mobilya satım işiyle uğraşan müvekkilinin davalı banka ile imzaladığı Visa-Master Card Eurocard ve American Express Kartları Ödemeler Sözleşmesi kapsamında bir adet POS cihazı teslim aldığını, 30.6.2002 tarihinde bu cihaz aracılığıyla yapılan ( 21.000.000.000 ) TL satış bedelinin komisyon tenzil edildikten ve ( 20.580.000.000 ) TL’nın müvekkil alacağı olarak kaydedildikten sonra işlemin usulsüzlüğü iddiasıyla ödeme yapılmadığını ileri sürerek, ( 20.580.000.000 ) TL’nın 30.6.2002 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davaya konu işlemlerin iki adet yabancı bankaca verilmiş sahte kredi kartı kullanılarak yapıldığını, davacı üye iş yerinin POS işlemleri için öngörülen ve sözleşmeyle belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı bankanın kredi kartı kullanımı sonrası her iki bankadan satış bedelini tahsil ettiği, yurt dışı bankaların kartların sahte olduğunu belirtmesi üzerine parayı hesapta bloke altına aldığı, davacının yapılan harcamaya ilişkin slipleri bölerek sözleşmeye aykırı davrandığı, olayda kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- ) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- ) Ancak, taraflar arasında davaya konu işlem bedellerinin davalı bankaya ulaştığı ve bankaca bloke işlemi uygulandığı çekişmesiz olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, sözleşme koşullarına uyulmaması sebebiyle davalı bankaca yapılan bloke işlemi yerinde ise de chargebeck süresi içinde paranın yabancı bankaya iade edilmemesi halinde davalı bankanın sebepsiz zenginleşmesine sebep olacaktır. Nitekim davacının kart karşılığında satış yaptığının aksi ispat edilememiştir.

Bu itibarla mahkemece, chargebeck süresinin ne olduğu ve paranın iade edilip edilmediği üzerinde durularak, neticesine göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 6.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Not: Kazancı sitesinden alınmıştır. 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*